Mardin Fotoğraf Gezisi

Eylül’ün son günlerinde Mardin’e gidiyoruz. Fotoğraf yolculuğumuz Diyarbakır’da başlayarak eski Mardin sokaklarında devam edecek.

Kadim medreseler, manastırlar ve farklı inanışlara ait ibadethaneler arasında dolaşırken, bölgenin kendine özgü yaşantısına ortak olacağız.

Dara Antik Kenti, Midyat, Savur ve bölgeden ayrılmadan hemen önce ziyaret edeceğimiz Hasankeyf fotoğraf duraklarımızı oluşturacak.

29 Eylül Cuma

Diyarbakır Havaalanı’nda buluşmamızın ardından, 5,5 km. uzunluğunda bazalt taşlar ile inşa edilmiş Diyarbakır surları ile gezimize başlıyoruz. Orta çağ askeri mimarisinin günümüze ulaşabilmiş etkileyici örneklerinden olan surlar, kapıları, burçları, kabartmaları ve yazıtları ile kentin en ilgi çekici yerlerinden. Diyarbakır Kalesi ve surlar ile Dicle nehri arasında kalan Hevsel Bahçeleri 2015 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış. Tamamen şehre özgü Ulu Camii ve Meryemana Kilisesi, Dört Ayaklı Minare ve Şeyh Mutahhar Camii, Hasan Paşa Hanı, Sülüklü Han, Ziya Gökalp ve Cahit Sıtkı Tarancı müzeleri göreceğimiz yerler arasında. Öğle yemeği molamızın ardında, Dicle nehri üzerinde yer alan Ongözlü Köprüyü ziyaret ediyor ve Mardin’e doğru yola çıkıyoruz.

Kentsel sit alanı olarak koruma altına alınan eski Mardin, fotoğrafçılar için benzersiz fırsatlar sunar. Dar sokakları ve çarşıları ile çağlar öncesini günümüze taşıyan kent, kadrajımızda olacak. Kasımiye Medresesi, Zinciriye Medresesi, Ulu Cami, Kırklar kilisesi gibi ana yapıları da es geçmeden Mardin merkez turumuzu tamamlıyor ve gün batımı ile otele dönerek akşam yemeğini otelimizde alıyoruz.

30 Eylül Cumartesi

Sabah kahvaltısının ardından ilk durağımız, Mardin’in 5km. dışında yer alan ve Süryaniler ’in önemli merkezlerinden olan Deyr-ul Zafaran Manastırı. Devamında, Kuzey Mezopotamya’da Doğu Roma İmparatorluğu sınırında yer alan kadim kale şehir Dara’ya gidiyoruz. Baraj ve sarnıç sistemlerinin kullanılmaya başladığı ilk kentlerden olan Dara mağara evleri ve Nekropol alanı ile çok ilgi çekici. Nusaybin’de öğle yemeği için mola veriyoruz. Ünlü Deyr-ul Umur (Mor Gabriel) Manastırı’nı ziyaret ederek, Midyat’a ulaşıyor ve gün batımına kadar vaktimizi burada değerlendiriyoruz. Midyat taş işçiliği ile şekillenen sokakları ve Midyat Devlet Konuk Evi gibi restore edilmiş örnekleri geziyor, telkâri işçiliği ile şekillenmiş gümüşleri bulabileceğimiz çarşısını dolaşıyoruz.

1 Ekim Pazar

Sabah kahvaltımızın ardından, evleri ve mağaraları ile yine bir tepe yerleşimi olan Savur ilçesini ve terkedilmiş bir Süryani yerleşimi olan Dereiçi Köyünü geziyoruz. Midyat’ta öğle yemeği için mola veriyor ve gezimizin son durağı olan Hasankeyf’e doğru yola çıkıyoruz. Ilısu barajı ile son demlerini yaşan, orta çağın Anadolu’daki en zengin kentlerden biri olan Hasankeyf’in güncel halini fotoğraflıyor ve çarşısının içerisinde serbest zaman geçiriyoruz. Buradan hareketle Diyarbakır Havaalanına ulaşıyor ve gezimizi bitiriyoruz.

Özhan Özde