İFSAK Etkinlikler Tüm Hızıyla Devam Ediyor!
Arzu Arbak, Ayşecan Kurtay,Bengi Lostar,Özgür Çelik, Sibel Kaçamak ve Tülin Safi’nin konuk olarak katılacağı ,“ düşünceli diyaloglar & ğ-ibi ” konulu söyleşi etkinliğine tüm üyelerimizi, fotoğraf ve sanatseverleri davet ediyoruz.
14 Aralık 2023, Saat 19.30 ‘da İFSAK, Nurettin Erkılıç Salonu’nda.
düşünceli diyaloglar & ğ-ibi
Düşünceli Diyaloglar; fotoğraf üzerine genişletilmiş anlam ve yeniden üretim alanı
“Görme alanı bana her zaman arkeolojik bir kazı sahasıyla karşılaştırılabilir bir şey gibi gelmiştir. “ Paul Virilio ğ-ibi kitabının içeriğinde yer alan işler, düşünceli diyaloglar atölye çalışmasının bir sonucudur. atölye süreci, beş katılımcı sanatçının kendi çektikleri fotoğrafları bir oyuna dahil etmesiyle başlar ve birbiri ardına sıralı fotoğrafların duyumsattıklarını, atölye katılımcılarının algı, düşünüş biçimi ve ifade süreçleri üzerinden sorgulamaya açar. Kasım 2022 de fotografik imgelerin diyaloğu ile başlayan süreç fikirlerin diyaloğuna dönüştü, fotoğraflarla ve fikirlerle kurulan ilişki yeni imgelerin, fikirlerin doğmasına aracılık etti, tüm bu diyaloglardan oluşan katmanlı yapı sürecin sonunda başlangıçtaki, diyalogla ve birbirleriyle bağlanarak bu kitabın içeriğini oluşturdu. Süreç içerisinde gerek dünyanın gerekse ülkemizin hızla değişen gündemi tartışmaların ana ekseninde yer aldı.
ğ-ibi metin
geçmişi zihinlerdeki imgelerinden kurtarıp bugüne getirmek, şimdide ona tekrar bakmak, yüzleşmek, kurtulmak istediğimiz bugünü yeniden yaratır mı? Bugünün imgeleriyle yan yana getirip tekrar bakmak. Verili olanı bozup parçalamak, dağıtmak, tekrar birleştirmek asetat kâğıdının geçirgenliğini kullanıp üst üste şekillendirmek. Kim bilir her şeyi yanlış okuduk belki de. ya da yanlış var saydıklarımız bir hataydı. İnsan kendi dilinin sınırına takılınca bir öteye geçemiyor işte. sınırlamak çit çekmek düzenlemek öndekiler büyük arkadakiler küçük olmak koşuluyla zihinleri de ketlemek. olmadı mı? Bunca nizama tutmuyor maya hala. Yerden toprağın altından bakmak, solucanların, sürüngenlerin hizasından; o zaman nasıl görünür dünya? İnsan olmayan da dahil edilebilir belki zihin kıvrımlarına. Belki de bir oyun alanına çevirmek gerekir dünyayı o kıvrımlarda dolaşmak için. Bedenden yoksun başın katılaşmış “doğruları arasından sızabilmek için. Su gibi çocuk gibi… Oysa doğruca ilerlemenin sunduğu mesafesizlik fail insanı yüzleşmelerden alıkoyuyor. Yüzleşmedikçe alternatif gerçekler yaratıyor insan. Ta ki kendi yüzünü de silinceye kadar bu dünyadan.
Arzu Arbak Nisan 2023
Atölye tasarımı ve yürütücü Arzu Arbak
Sanatçılar Ayşecan Kurtay,Bengi Lostar,Özgür Çelik, Sibel Kaçamak, Tülin Safi
Arzu Arbak;
Fotoğrafı bir ifade ve sorgulama aracı olarak kullanır. Kolektif çalışmanın önemine inanan sanatçı, fotoğraf ve fotoğraf-özne ilişkisi üzerine kurulu sürekli projesi “Görsel Konuşmalar” ı 2014 yılından beri çeşitli gruplarla sürdürmektedir. “Görsel Konuşmalar” ın kurgusu, sürdürdüğü kollektif çalışmaların -@cevrimici40dakika- , sergilerin -Kusurlu Bakış- ve atölyelerinin -Kesişen Diyaloglar ve Düşünceli Diyaloglar- çerçevesini oluştururken yeni yaklaşım ve deneyim alanları da yaratmaktadır. 2020 yılında dünyayı etkisi altına alan Covid 19 salgını sürecinde, farklı sanat disiplinlerinden gelen 6 sanatçı ile birlikte, üretmek, düşünmek, etkileşim yaratmak amacıyla diyalog üzerine tasarlanmış, instagram üzerinde işleyen @cevrimici40dakika platformunu kurmuştur. İstanbul doğumlu olan sanatçı, İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümünü bitirmiş ve yüksek lisans eğitimini elektronik işletme üzerine yapmıştır. “ğ-ibi” (2023- Düşünceli Diyaloglar atölye çalışmasının ürünü kollektif üretim), “Karşılaşma” (2017) (ed:20) ve “Görsel Konuşmalar” (ed:1) (SKA arşivinde) (2019) sınırlı sayıda üretilmiş sanatçı kitapları arasındadır. Çalışmaları ulusal / uluslararası çeşitli fotoğraf festivallerinde, galeri ve fuarlarda sergilenmiştir. Kendi çalışmalarının yanı sıra farklı disiplinlerden gelen sanatçılarla ortak projeler yürütmeye ve atölyeler düzenlemeye devam etmektedir.
Ayşecan Kurtay;
Özel Saint Benoit Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra sanat çalışmalarına Yusuf Taktak Atölyesi’nde başladı.M.E.B. Sanat Durağı Resim ve Seramik Atölyesi’nin kuruculuğunu yaptı.Dürdane Ünver ve Müjgan Başköylü Geleneksel Sanatlar Katı’ Atölyesi’nde ince kağıt oymacılığı çalışmalarına katıldı. Bireysel çalışmalarının yanı sıra; mekan duygusuyla üretim yapan “kre kolektif” ve pandemi sürecinde farklı dallarda da iş üreten sanatçılardan oluşan “çevrim içi 40 dakika ” projeleri devam ediyor. “…işlerimi belli süreçler içeren oluşumlar olarak adladırabilirim. Bazen üç boyuta yöneliyor, sonra tekrar şeffaflaşarak düzleme iniyorum. Düzleme indiğim zaman dikkatimi son derece zengin ve etkileyici bir kaynak olan geleneksel sanatlar çekti. Geleneksel sanat ile evrensel sanat arasındaki bağın işlerime yansımasında katı’/ince kağıt oymacılığının etkisi oldu. Resimlerimde baş gösteren hikayecilik, kelimeleri kağıtlarıma düşürmeye başladı. Kısa hikaye, şiir derken resimler ve yazılar el yapımı defterlerimde birleşti ve tematik kurguma uyan ve onu destekleyen bir çok materyal işlerime dahil oldu; eski fotoğraflar, elektronik atık malzemeler, büyüteçler… “
Bengi Lostar;
Çizgiler, renkler, sözcükler ve ışığın izinde çalışmalar yapan Bengi Lostar; fotoğraf, kolaj, illüstrasyon ve şiir üretmekte ve birleştirmekte ve bu çalışmalarını iyileştirici (terapötik), zihinsel (entellektüel) ve oyun (perfomatif) birer edim olarak nitelendirmektedir.
Bengi Lostar, 2002 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünden mezun olduktan sonra İFSAK’ta Temel Fotoğraf Eğitimi ve Siyah Beyaz Baskı dersleri aldı ve bu dönemde yoğun bir şekilde fotoğraf ve sinema ile ilgilendi. 2005 yılında Vancouver Film Okulunda görsel sanat ve tasarımı alanında eğitim aldığı dönemde kısa film çalışmaları yaptı ve zamanla fotoğraf ve illüstrasyona yöneldi.
Kültür ve Turizm Bakanlığında çalıştığı dönemde kültür ve sanat projeleri tasarladı, değerlendirdi ve yönetti. Bonn’da AB Çalışmaları yüksek lisansı yaptı ve kültürlerarası diyalog konusunda tez yazdı.
Sergi küratörlüğü konusunda da deneyimi olan Bengi Lostar, fotoğraf, illüstrasyon ve kolaj çalışmalarına farklı mecralarda devam etmektedir.
2022 yılında Bright Art Gallery adında bir online galeri kurdu ve burada hem sanatçılara hem de koleksiyonerlere danışmanlık vermekte ve aynı zamanda sergiler düzenlemektedir. Galerinin ilk sergisi galeri sanatçılarının katılımı ile ve Bengi Lostar’ın küratörlüğünde 2023 yılında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Sanatın kişisel ve toplumsal iyileşmeye katkısını temel alan bu girişimiyle Bengi Lostar; kültür, sanat, eğitim projeleri üretimine ve bu projeleri gerçekleştirmeye devam etmektedir. Galerinin üretim anlayışı sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık ile bütünleşik bir yol izlemektedir.
Fotoğraf alanında sokak fotoğraflarının yanında gündelik hayat ile kavramsal konuları irdeleyen çalışmalara yönelmiştir. Özellikle oto-teori, otoetnografi üzerine yoğunlaştığı bu kavramsal çalışmalarında sanat yoluyla iyileşme deneyimini araştırmaktadır. İllüstrasyon çalışmalarında özellikle kağıt üzerine yaptığı teknik denemeleri kavramsal konularla birleştirme arayışındadır.
Fotoğraf ve illüstrasyonlarını bazı işlerinde şiir ile özellikle de “haiku” ile birleştirmektedir.
Ankara, İstanbul, Belçika ve Fransa’da sergilere katılan sanatçı, çizgilerin, sözcüklerin ve ışığın rehberliğinde sanat çalışmalarına ve projelerine Belçika, Fransa ve Türkiye’de devam etmektedir.
Özgür Çelik;
Bir de Sebat’ı var ama, o hep Özgür’ü seçti.
Ordu’da doğdu, Ankara’nın en isli günlerinde büyüdü. Tüm öğrencilik yılları süresince Ankara’da yaşadı. İşletme okudu. Sonrası yaşamak için İstanbul’a geldi. Kurumsal eğitimcilik alanında uzun yıllar çalıştı. Kendi için yazmayı, müzikli bir yaşamı, yeni şeyler öğrenmeyi, bir de fotoğraf çekmeyi çok sevdi. Fotoğrafçılığın temelini öğrenmek üzere katıldığı bir kurs sonrası oluşturulan bir grup ile birlikte proje temelli fotoğraflar çekti. Türkiye’nin hemen her bölgesinde bir çok şehir gezdi, fotoğrafladı. Çeşitli karma sergilere katıldı. El imalatıyla cam işçiliği üzerine bir belgesel fotoğrafçılık projesini yarıda bırakmak zorunda kaldı. “Gezi Direnişi”nde fotoğraf çekti. Genel olarak sokakları, rastlantıları, kendine göre çarpıklıkları, bazen de güzellikleri fotoğrafladı. Son yıllarda kavramsal fotoğraflar üzerinde de çalışmaya başladı. Fotoğrafçılığı, kendini iddiasızca ifade etmede, sağaltmada bir yol ve uzun soluklu bir yolculuk olarak görüyor.
Sibel Kaçamak;
Çeşitli okullarda okudu, çeşitli işlerde çalıştı, çeşitli yerlerde yaşadı. Okur, yazar, çizer. Gezmeyi sever, kitapları sever, müziği bazen sever, dansa bayılır, en çok kültür tüketir, doğayı sever, denizi ve güneşi ayrı sever. Her dem tahmin yürütür. Plan yapmayı sever. Ayran gönüllü. Yoğurt sevmez. Sosyal medyanın ilk çıraklarından. Hisleri karışık. Medeniyet konusunda kararsız. Kanepeye yatıp tavana bakar. Ve bunu düzenli olarak yapar. Oyunlarla yaşar. Yalanı sever, gerçeğin peşinden koşar. Her şeyin alaylısı, hayatın alaylısı. Taş biriktirir. Deniz kabuklarına öykünür. Seçim şansı verilseydi kartpostal olmayı dileyebilirdi. Düşününce pul da fena değilmiş der. Çalışma arzusu gelince oturup geçmesini bekler. Kedi insanı. Ha bir de detaycıdır.
Tülin Safi;
Fotoğraf çekmeye 2011 yılında başladı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kentsel dönüşüm, kadının toplumsal konumu, kent yaşamı, birey olma, varoluş konuları üzerinde düşünüyor ve yoğunlaşıyor. Son yıllarda belgesel fotoğraf ve sokak fotoğrafının yanı sıra kavramsal işlere yönelim içinde. Pek çok karma sergi, proje ve ortak kitap çalışmasına katıldı. 2021 yılından bu yana bir yandan ikinci öğretim olarak sosyoloji okuyor. Fotoğraf ve sosyolojinin yanı sıra edebiyat ve yazı yaşamının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Afiş tasarım: Sara Arslan